İş Hukuku Nedir?
Bir işçinin ekonomik olarak bağımlı olduğu işveren ile arasındaki ilişkileri düzenleyen hukuk dalına iş hukuku denir. İşçilerin işveren karşısında yer aldığı konumu ve karşılaştığı sorunlar işçilerin hukuki olarak koruma altına alınması zorunluluğunu doğurmuştur. İşçilerin yaşadığı sorun ve maruz kaldığı zorluklar devlet tarafından onların korunması amacıyla ortaya çıkmış ve hukuki olarak korunmalarını ve haklarını aramalarını sağlamıştır.
İş Hukukunun Temel İlkeleri Nelerdir?
İşçi ile işveren arasında dengenin sağlanmasında kullanılan ve toplumsal fayda amacı güden ilkeler birkaç başlık altında toplanmıştır. Bunların başında işçinin korunması ve işçi yararına yorum ilkeleri yer alır. İşçinin kişiliğinin tanımlanması ve sözleşme özgürlüğünün sınırlanması da diğer ilkelerdir.
İşçinin Korunması:
İşçinin korunması ilkesi iş hukukunun temel ilkeleri arasında en bilineni ve etkili olanıdır. İşçinin korunması ilkesi, güçlü olan işveren ile onun karşısında yer alan ekonomik yönden güçsüz ve işverene bağlı olan işçinin korunmasına dayanan bir ilkedir. Aynı zamanda işçinin korunması iş hukukunun temel ilkesi olup işçi ile işveren arasında sosyal dengeyi kurmayı amaçlamaktadır. İşçinin korunması ilkesi işçinin işveren karşısındaki bağımlılığından doğmuştur. İşçilerin tek geçim kaynağının ücret olması durumu onu sermaye sahibi olan işverene ekonomik anlamda bağlamaktadır. Ekonomik yönünün dışında işçinin korunması ilkesi işçinin, işverenin emirlerine uymak zorunda olmasından kaynaklanan bir bağlılığa dayanır. Yaşanan ekonomik ve bireysel bağlılık nedenleri işçinin korunması durumunu meydana getirmiştir.
İşçinin kendisine işveren ve ekonomik olarak ondan güçlü olan kişiden kendini koruması ilk önce sosyal devletin sorumluluğudur. Ancak işçinin korunması sınırsız yetkileri de peşinden getirmemektedir. İşçilerin korunması sağlarken yapılan düzenlemeler toplumsal yarar ile çatışmamalı, işletmeler taşıyamayacağı yüklerin altına sokulmamalı ve mali durum sarsılmamalıdır. İşçinin haklarını koruma altında bu gibi düzenlemelerin yapılması sonuç olarak tekrar işçiye olumsuz bir şekilde tekrar yansıyacaktır.
İşçi Yararına Yorum:
İşçi yararına yorum ilkesi iş hukukunun temel ilkeleri arasında yer alır. İşçi yararına yorum ilkesi bir önceki ilkenin sonucu olarak yorumlanır. İşçi yararına yorum ilgili kanun maddelerinin yeterince açık olmaması durumunda yaşanan uyumsuzluklarda yaşanan boşlukların giderilmesinin işçi yararına yorum yapılmasını konu alan bir ilkedir. Eğer uyuşmazlığa uygulanacak hükmün açık olması halinde işçi yararına yorum ilkesi kullanılmamaktadır. İş hukuku kanunlarında bir eksik veya boşluk yaşanması durumunda yapılacak olan yorumun işçi yararına yorum yapılması bu hukuk dalının gereğidir. İşçi yararına yorum ilkesi gerçekleşebilmesi için kanunda açık ve seçik bir hükmün yer almaması gerekir.
İşçinin Kişiliğinin Tanımlanması:
İşçinin kişiliğinin tanımlanması iş hukukunun temel ilkeleri arasında yer alır. Yapılan iş sözleşmesi bir kere yerine getirildiğinde sona eren bir sözleşme değildir. Bu özelliği nedeniyle iş sözleşmesi, işçi ile işveren arasında karşılıklı değiş tokuşu öngören sürekliliği olan kişisel bir ilişkinin kurulmasını sağlamaktadır. Bu ilişkiyi işçiyi gözetme, işçilere eşit davranma, sadakat gibi yükümlülükleri beraberinde getirmektedir. Yani işçinin kişiliğinin tanımlanması ilkesi onun sadece maddi açıdan korunmasının yeterli olmayacağını açıklayan bir ilkedir. İşçinin kişiliğinin tanımlanması ilkesi maddi açıdan işçiyi korumanın yanında kişiliğinin de korunmasını amaç edinen bir ilkedir. Çünkü işçi ile işveren arasında imzalan iş sözleşmesi içerik olarak mal varlığını vb. içeren bir sözleşme değil tam tersine kişisel ilişki kurulmasını sağlayan bir sözleşmedir.
İş sözleşmesi incelendiğinde sözleşmenin kişilik unsurları barındığı ortaya çıkar. Sözleşme özenle iş görmeyi öngörmektedir ve burada bahsedilen kişilik ise ancak işçinin ölümü ile sonlanabilir. Bu açıdan işçinin kişiliğinin tanımlanması oldukça önemlidir. İşçinin kişiliğinin tanımlanması ilkesi işçinin maddi açıdan değil de kişiliğinin de korunması gerektiği amacı ile hareket eder. İşçi ile işveren arasındaki ilişki işçinin kişiliğine bağlı olduğu düşünülürse işçinin kişiliğinin tanımlanması ilkesi de bu bakımdan büyük önem taşır.
Sözleşme Özgürlüğünün Sınırlanması:
İş hukukunun temel ilkeleri arasında son sırada sözleşme özgürlüğünün sınırlanması yer alır. Türk hukukunda sözleşme özgürlüğü esastır. Sözleşme özgürlüğü ile sözleşme yapma, sözleşmenin diğer tarafını seçme, sözleşmenin içeriğini düzenleme ve şeklini seçme vb. durumlar özgürlükleri temsil etmektedir. İş hukuku alanında ise mutlak emredici ve nispi emredici hükümler yer almaktadır. Mutlak emredici hükümler hiçbir şekilde kararlaştırılamaz ve hükümler değiştirilemez. Nispi emredici hükümler ise işçinin yararına olmak koşuluyla aksi kararlar alınabilir. İş hukuku içerisinde yer alan kararlar da genellikle nispi emredici olarak bilinir.
Sözleşme özgürlüğünün sınırlandırılması ilkesi işçi lehine işleyen bir ilke olma özelliği taşır. İşçi ile işveren arasında yapılan sözleşmenin nispi emredici hükümler doğrultusunda alınması gerektiğini öne sürer. Bu anlamda sözleşme özgürlüğünün sınırlanması oldukça elzemdir.